Salim Dayının Karısını Sikerek Milli Oldum
Merhabalar, benim yaşadığım köyde Salim dayı diye birisi vardı. Salim dayının karısı öldü ve adam yeniden evlendi. Evlendiği kadın Dürdane 30 yaşında, Salim dayı ise 65 yaşının üzerinde bir adamdı. Salim dayının dere kenarında bir tarlası vardı, Dürdane ile herzaman o tarlada zamanlarını geçirirlerdi. Tarlaya salatalık, domates ve mısır ekerler ve akşama kadar onlarla uğraşırlardı. Ben o zamanlar 18 yaşında idim ve Salim dayının komşusunun kızı Hacer’i seviyordum. Tabi bizim buralarda sevdiğin kızla buluşmak o kadar kolay değil, kız ancak gece anası babası yattıktan sonra gizlice dışarı çıkabiliyordu. Yine bir gece Hacer ile gizlice evlerinin arka tarafında buluştuk. Biraz konuştuk sohbet ettik ve ben Hacer’i dudaklarından öpmeye başladım. O kadar delicesine öpüşüyorduk ki, kendimizi kaybetmişiz. Bizim oralarda tuvaletler dışarıda, evlerin arka tarafında olur. Salim dayının karısı Dürdane de tesadüfen tuvalete çıkmış ve bizi görmüş, hiç haberimiz olmamış…
Aradan bir kaç gün geçti ve ben ağaçları sulamak için kendi tarlamıza gidiyordum. Ama bizim tarlaya gitmek için Salim dayının tarlasının yanından geçmek zorundaydım. Tarlanın yanından geçerken Salim dayının karısı Dürdane beni gördü, çay yapmış oracıkta oturmuş içiyor. Bana, “Kamil, gel bir bardak çay iç!” diye seslendi, bende kırmadım vardım yanına. “Salim dayı nerede?” diye sordum. O da, “Salim dayın şehre gitti, bugün orda oğlunun evinde kalacak, yarın sabah dişlerini yaptıracak. Yarın akşama anca döner.” dedi. Dürdane etek giymişti, otururken gözüm eteğinin altına takıldı, eteğin altında hiçbirşey yoktu. Bacakları kar gibi beyaz, fakat amı sanki koyun kürkü kadar kıllıydı. Dürdane bilinçli olarak bacaklarını ayırıyor, bana amını gösteriyordu. Ben utandım ve utancımdan nefesim gider gibi oldu. “Ben kalkayım artık…” deyince, “Otur be, sen erkek değil misin?” dedi bana. “Ama sen evlisin?” dedim.
“Evliyim ama siken nerede? Adamın pili bitmiş, ayda yılda bir kere sikebiliyor, ondan da hiç birşey anlamıyorum. Ben ne yapayım, ben insan değilmiyim, benim arzularım yokmu yani? Geçen gece Seni Hacer’le öpüşürken gördüm, yanınıza gelmemek için kendimi zor tuttum. Gittim Salim dayını uyandırdım, belki birşey olur diye. Kendisi uyandı ama siki uyanmadı. Yatakta 1 saat kendimi parmakladım okşadım…” dedi. Ben bu duyduklarım karşısında renkten renge giriyordum. Bana, “Hadi utanma da doya doya bir sikişelim.” dedi ve elimden tuttu kaldırdı beni. Beraber mısırların arasına girdik ve soyunduk. Orada bizi kimse göremezdi. Ben sevdiğim kız olan Hacer’le daha önceden bir kaç kez öpüşmüştüm ama hiç seks yapmamıştım, bu konuda hiç tecrübem yoktu. Yani daha hiç milli olmamıştım…
Dürdane önce benimle öpüşmeye başladı. Kadının yandığı her halinden belli idi, dudaklarımı koparırcasına öpüyordu. Sonra ben onun memelerini emmeye başladım, memeleri taş gibi olmuştu. Kadın heyecandan ve zevkten titriyordu. Sonra benim yarrağı ağzına aldı, ben çok acayip oldum ve 10 saniye sürmeden ağzına boşaldım. Dürdane önce biraz tiksinir gibi oldu, sonra tekrar ağzına aldı ve bütün menilerimi emdi. Ben de onun amını yalamak istedim ama çok kıllı olduğu için vazgeçtim. Elimi amına attım ve 10-15 dakika kadar okşadım ve parmakladım. Amı sırıl sıklam olmuştu. Bu arada benim yarrak tekrar kalktı ve Dürdane’yi yatırıp amından sikmeye başladım. Daha ikinci sokup çıkarmamda heyecandan bir tuhaf oldum ve duraksadım…
Dürdane bana yalvarıyordu, “Sikmeye devam et ne olursun, hemen boşalma!” diyordu. Ben boşalacığımı anlayınca yarrağımı amından çıkardım, biraz dışarda dursunda hemen boşalmasın diye. 3-5 dakika kadar memelerini yaladım, sonra tekrar soktum sikimi amına. Ara vere vere sikiyordum amını. Yine sikimi amından çıkardığım bir anda, Dürdane arkasını döndü, götünü domaldı ve “Biraz da götümden sik!” dedi. Eski kocası Dürdane’yi götten çok sikermiş, Salim dayı ise Götten sikmek günah deyip hiç götten sikmemiş. Zaten zavallı adam doğru dürüst amdan da sikemiyormuş ya, neyse. Sikimi Dürdane’nin götüne yavaş yavaş daldırdım. Ben girdikçe o inliyordu. Biri duyar diye korkuyordum ve elimi ağzına kapatıyordum. Bir kaç sert darbeyle götüne boşaldım. Biraz öylece sikim götünde yattık dinlendik. Bunu bir kez daha siktikten sonra kalktım ve hemen ordan kaçtım. Acaba birisi gördü mü diye çok korkuyordum. Köye geldiğimde yanımdan geçen herkesin bana baktığını ve olayı bildiğini düşünüp çok utanıyordum.
Aradan 3 gün geçti, öğlen vakti Salim dayının evinin önünden geçiyordum, kapı açıldı ve Dürdane bana seslendi, “Kamil 2 dakika gelsene içeri, Salim dayın senle birşey konuşacakmış.” dedi. Aklıma hemen kötü şeyler geldi, içimden (Eyvah, galiba Salim dayı karısını siktiğimi öğrendi!) diye düşündüm ve korkarak ve istemeye istemeye girdim eve. Ben içeri girdikten sonra Dürdane kapıyı kapadı ve bana, “Misafir odasında bekliyor!” dedi. Utana sıkıla misafir odasına doğru yürürken, heyecandan ve korkudan kalbim duracak gibiydi. Fakat içeri girince resmen aptallaştım iyicene ve gözlerime inanamadım. Karşımda sevdiğim kız Hacer!
Meğer Salim dayı tarladaymış. Dürdane de ‘Evde temizlik yapacam’ bahanesi ile onunla tarlaya gitmeyip evde kalmış ve Hacer’i çağırmış. Sonra da benim ordan geçmemi beklemeye başlamışlar. Ben daha kendime gelemeden, Dürdane arkadan bana sarıldı, boynumu kulaklarımı öperek, “Salim dayını merak etme, akşam geç vakitte gelir. Hadi durma Hacer’in yanına geç!” dedi. Dürdane bana sarılmış bir vaziyette Hacer’in yanına geldik. Ben bu arada hiç bir şeye anlam veremiyordum, ne oluyor, ne bitiyordu…
Derken Hacer’in bana sinsi sinsi gülümsediğini farkettim. Ben daha, “Neler oluyor burada?” demeye kalmadan, Hacer ayağa kalktı ve dudaklarımdan öpmeye başladı. Ardından da, “Geçen tarlada Dürdaneyi çok güzel sikmişsin. Hele yarağını nasıl yaladığını, anlata anlata bitiremedi!” dedi. Dürdane, “Evet, harikaydı!” diyerek elini attı kemerimi çözerek pantolonumu ve donumu indirdi, yarağımı eline aldı, biraz okşayıp sertleştirdikten sonra ağzına aldı ve yalamaya başladı. Sonra Hacer’i kolundan tutarak önümde diz çöktürdü ve bir elinde yarağım, öbür eliyle Hacer’in kafasını yanaştırarak, yarağımı Hacerin ağzına verdi…
Hacer Dürdane’ye nazaran yarağımı daha acemice yalıyor ve emiyordu. Dürdane Hacer’in bir elini taşşaklarıma, diğer elini de yarağıma getirip tutturduktan sonra Haceri’n arkasına geçti ve yarağımı yalamakta olan Hacer’in hırkasını çıkardı. Ardından gömleğinin düğmelerini açıp ve gömleğini çıkardıktan sonra, sıra sütyenine gelmişti. Kopçasını açıp sütyenini de çıkarınca Hacer’in tazecik ve küçük memeleri karşımda dim dik duruyordu. Tam ben Hacer’in memelerine ellemeyi düşünürken, Dürdane ellerini arkadan Hacer’in kollarının altından öne doğru uzatıp, Hacer’in memelerini avuçladı ve okşamaya başladı. Mememe uçlarıyla oynadı. Meme uçları iri nohut taneleri gibi büyümüştü. Sonra başladı Hacer’in kulaklarını, ensesini, boynunu ve omuzlarını yalamaya. Hacer iyice kendinden geçmiş ve yarağımı deli gibi emiyordu. Bense boşalmamak için kendimi zor tutuyordum. Baktım fazla tutamıyacağım, utanarak kızararak Hacer’e, “Ne olursun yavaş ol, galiba geliyorum!” diyebildim.
Dürdane hemen Hacer’e müdahale etti, “Çabuk bırak, çekil kenara!” diyerek, Hacer’i kenara çekti, yarağımı ağzına aldı ve hızlı hızlı emmeye başladı. Aradan 5 saniye geçmeden benim yarak sarsıla sarsıla Dürdane’nin ağzına patladı. Hacer büyük bir şaşkınlık ve ilgiyle benim boşalmamı izlerken Dürdane de ağzından taşıp çenesine süzülen döllerimi parmağıyla sıyırıp tekrar ağzına sokuyor ve yutuyordu. Sikimin kılları ve taşşaklarım hep döle bulanmıştı, Dürdane banyoyu işaret ederek “Git sikini daşşağını yıka gel!” dedi.
Gittim banyoya, iki dakikada temizlenip geldim. Geldiğimde Dürdane Hacer’in eteğini ve külodunu çıkartmış, Hacer’i divana oturtmuş, bacaklarını karnına doğru çektirtmiş, eliyle Hacer’in kabak çiçeği gibi açılmış amcığını ovalıyor ve bızırı ile oynuyordu. Ben yanlarına gelince kendisi Hacer’in önünden kalktı ve bana, “Gel buraya, diz çök!” dedi. Ben hemen divanın önüne diz çöktüm ve Hacer’in nar gibi amcığı ile burun buruna geldim. Dürdane ensemden ittirerek kafamı Hacer’in yeni traş olmuş Kaymak gibi amcığına doğru bastırdı. Ben daha dururmuyum, başladım Hacer’in zaten kendiliğinden ıslanmış amcığını yalamaya. Deli gibi yalıyordum, amcığının dudaklarını, bızırını, deliğini… Aynı zamanda Dürdane de Hacer’i dudaklarından öpüyor, memelerini okşuyordu. Hacer gözlerini kapamış, vücudunu sağa sola atarak çırpınıyordu. Ben dilimi amcığınının deliğine sokup çıkarmaya başlayınca, Hacer gerile gerile boşaldı…
Ayağa kalktığımda benim yarak yeniden sertleşmiş, odun gibi olmuştu. Hacer gözlerini yarağıma dikti, bacaklarını iyice ayırdı ve bana yalvaran bakışlarla bakarak “Hadi sik beni, amıma sok!” dedi. Sonunda yıllardan beri sikmeyi arzuladığım kız kendi ağzıyla bana “Sik beni, amımı sik!” diyordu. Ama Dürdane hemen araya girip “Olmaz, kız daha bakire. Kızı sana telef ettirmem! Ne zaman nikahı basarsın, amından da o zaman siker kızlığını bozarsın! Kızın günahına girme, sonra ben vebal altında kalırım!” dedi. Hevesim kursağımda kaldı. Hacer, “Dürdane abla, biz birbirimizi seviyoruz, hem zaten ilerde birbirimzle evlenmek istiyoruz, ne olur izin ver beni siksin, çok istiyorum!” deyince, Dürdane, “Amdan olmaz! Sikilmeyi madem çok istiyorsun, o zaman götten siksin!” dedi. Hacer de, “Tamam!” deyip doğruldu, arkasını döndü ve divanın üzerine domaldı. Dürdane, “Bak güzelim sonra söylemedi deme, götten çok acır.” diye Hacer’i uyardı. Hacer de, “Acırsa acısın, ben sikilmek istiyorum!” dedi.
Dürdane, “Peki o zaman, benden günah gitti. Bekle, biraz alıştırayım bari!” dedi ve Hacer’in göt deliğine tükürdü. Parmaklarıyla tükürüğü göt deliğine iyice yedirdikten sonra önce işaret parmağını sokarak sağa sola çevirdi, ardından orta parmağını da soktu ve birkaç dakika boyunca Hacer’in göt deliğini genişletti. Sonra benim sikimin kafasını da tükürüğü ile ıslattı, “Hadi bakalım!” diyerek elleriyle Hacer’in kalçalarını iyice ayırdı ve Hacer’in göt deliğini bana sundu. Sikimi Hacer’in göt deliğine dayadığımda Hacer çok korkuyordu ve titriyordu. Hacer büzüğünü çok kasıyordu. Zorla da olsa kafasını soktuğumda, Hacer dudaklarını ısırarak, “Oyyy, yandım anammm!” dedi. Götü çok dardı. Yavaş yavaş ilerlediğimde Hacer acıdan ağlamaya başladı. Sikimi sonuna kadar sokup çıkarmaya başladığımda Hacer’in götünden biraz kan geldi, galiba büzüğü birazcık yırtılmıştı. Bu arada Dürdane de boş durmayıp bir eliyle Hacer’in amcığı ile, diğer eliyle de benim taşşaklarımla oynuyordu.
Hacer’in o daracık götünü sikerken aldığım zevki tarif etmem mümkün değil. Hacer’i kasıklarından tutup kendime doğru çektim ve sikimi sokup çıkarmayı hızlandırdım. Hacer’in, “Yeter artık, öldüm, mahvoldum!” demesiyle son bir kez dibine kadar yüklendim ve içine boşaldım. Hacer ağlayarak, “Nolur, tamam artık. Kımıldama!” diye yalvarıyordu. Benim zaten dizlerim tutmuyordu, kımıldayacak halim kalmamıştı. Hacer’e sarıldım ve sikim içinde bir şekilde divana uzandım. Sikim Hacer’in götünün içinde kendiliğinden küçülene kadar öylece bekledim. Sikim iyice küçüldüğünde çıkarmak istedim, ama Hacer, “Hemen çıkarma, nolur biraz daha kalsın içimde!” deyince bir iki dakika daha durdum içinde. Bu arada Dürdane iki tane havlu getirdi, birini bana birini de Hacer’e vererek, “Bittiyse, ikiniz de doğruca banyoya!” dedi. Hacer’le birlikte banyo yapıp geldiğimizde, Dürdane çay yapmıştı. Çaylarımızı içip epeyce bir dinlendikten sonra bir kez de Dürdane’yi amından siktim ve Salim dayı tarladan dönmeden hemen uzaklaştım ordan…
Daha sonra bu sikişmelerimiz (belli aralıklarla) iki sene kadar devam etti. Sonra ben üniversiteyi kazandım ve köyden gittim. Hacer’i başka birisiyle evlendirdiler, kocasıyla şimdi Kayseri’de oturuyorlar. Arada bir Kayseri’ye gidiyorum ve Hacer’le sikişiyoruz, anılarımızı tazeliyoruz. Dürdane ise, Salim dayı ölünce başka bir ihtiyar adamla evlenip köyden gitmiş, birdaha onu göremedim. Kimbilir kiminle sikişiyordur şimdi…